Milyonlarca kelime kafamın içinde uçuşurken, oraya buraya yazamadığım, kimseye söyleyemediğim şeylerin varlığı beynime ve yüreğime fazla geliyordu ve yine aldım bu sanal günlüğü elime...

8 Nisan 2012 Pazar

Pazar'ın gelişi Cumartesi'den belli olur mu?

Dün ne muhteşem bir gün yaşadık biz öyle ya? Her şeye rağmen çok mutluyduk. (Allah bozmasın)

14:00'da Nesliş ile olan buluşmamı trafik yüzünden 15:00'da gerçekleştirebildim ama olsun Nesliş ne trip attı ne bir şey :) kızmadı bile. Birlikte çay içmeye Çınar Cafe'ye gittik.


Çaydı, suydu, sohbetti derken Dilara bir saat içinde yanımızda oldu.

Biricik arkadaşımı ne de çok özlemişim.. Saçlarını simsiyah yapmış pek yakışmış.




Çay sohbetimize ben soda ile devam ederken o da Cola Zero'su ile bize eşlik etti.
Bir saat kadar daha hep birlikte sohbet ettik.

Güneş usul usul yüzüme vuruyor, tenimi ısıtıyor, etrafta başka insanları görmek garip bir ruh hali kazandırıyordu bana.

Neslihan'ın gitme vakti geldiğinde bizde şöyle bir turlayalım dedik, şöyle bir turlamak Akmar'a girmek demekti oradan kız kardeşime One Direction tshirt'ü satın aldım, nedir ne değildir bu grup en ufacık fikrim yok ama bizim Spice Girls'ümüz gibi olduğunu düşünüyorum.
(Ooops yaş çıktı ortaya sanırım, saklıyormuydum ki? O.o)

Akmar'dan Dilara kendine kedili muhteşem bir kolye alırken bende kendime bir kitap almayı es geçmedim :)



Bu arada karnımız gurul gurul guruldamaya başlamıştı, malum hastaneden sonra benim akşam yemeği saatim 17:00 olmuştu :)


Koştura koştura Pehlivan'daki yerimizi aldık.

Kendimize muhteşem bir çilingir sofrası kurduk resmen yedik, yedik ve yedik...


Bu arada ne yaparsanız yapın geçmişinizden kaçamıyorsunuz elbet bir yerde, bir şekilde sizi yakalıyor ve size her şeyi hatırlatıyor... Farketttim ki en iyisi kabullenmek ve ona göre yaşamak.

Gün biter mi? Bitmeeeeeeeeeeeeeeez...


Şile'de ki ev için alışveriş yapmaya Koçtaş'a doğru yolumuzu aldık, Fenerbahçe maçı dolayısı ile yer yer trafikli olsada, ben renkdaşlarımı izlemekten, onların enerjisini almaktan oldukça keyif aldım, içim sızlamadı değil keşke maçta olabilseydim diye ama olmadı işte napalım bizimde günümüz harika geçiyordu ve daha henüz gün bitmemişti bizim için. Koçtaş'a geldiğimizde Şile için mükemmel 2 avize, 6'lı solar aydınlatıcı ve Dilara'nın evi için muhteşem bir Sardunya aldık eğer Lazanya (Dilara'nın kedisi) onu yemezse açınca nasıl olacağını çok merak ediyorum açıkcası.


Bir yorgunluk kahvesinin zamanı gelmişti değil mi? Tabisi gelmişti ve tabisi Starbucks... Maltepe sahil hafta sonları kesinlikle bir kahve içmek için uygun bir yer değilmiş bunu öğrendik. Bir daha mı aslaaaaaaaa!!!!!?!?!?!?!! Kahvelerimizi keyifle içtik evet ama ya arabada mahsur kalmamız? Arkamıza bir araba parketmişti gerçi onun mevzusu epey uzun ama anlat anlat bitmez onun için ayrı bir post yapmak lazım :) Kahvelerimiz de bittikten sonra geceye noktayı benim evin önünde
"Yarın Görüşürüz"
diyerek son verdik.

Tüm gün benim için muhteşemdi, her şey için biricik dostuma teşekkür ederim, özellikle "We love Earth" temalı bir örnek çantalarımız için. Uzun zamandır hiç bu kadar mutlu olmamıştım.

3 yorum:

  1. Bebeğim İnan her satırını yüzümde bir gulumsemeyle okudum:) bugün daha sakın daha huzurlu ve daha mutlu gecicek:) her ne kadar ders çalışmak zorunda olsamda...:)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...