07 Şubat Salı
Dün yemek saatinden, tedavi saatine kadar yemekhanede oturdum, yer altı diyorum buraya bodrum katında, ufacık camları olan bir yer, orada bile parmaklıklar var. Yemekten sonra grup toplantısı vardı herkese kendimi tanıtmak biraz zor oldu, kendime taktığım sıfat işsiz bir sinemacı oldu sanırım sinemacı kimliğimi daha çok seviyorum. Öğretmenler var burada, onlarda buradalar kimi eşinden, kimi çocuğundan dertli, buradaki kadınlar grup toplantısında daha bir çıplaklar o an konuşulan konu neyse her şeyi anlatıyorlar onunla ilgili yaşadıkları.
Utanmıyorsunuz burada, utanma duygunuz gidiyor çünkü; Burası yargılama sözcüğünün kaybolduğu yer kimse sizi hiçbir hareketiniz için yargılamıyor size kızmıyor... Soyunursunuz sizde burada olsanız sizde soyunur dökersiniz neyiniz var neyiniz yok ortaya.
Dün telefonum geldi, günde iki telefon hakkınız var. Önce Lilith aradı benim biricik dostum ilk arayanın o olması beni kendime getirdi sakinleştirdi ve yalnız olmadığımı hatırlattı bana hemen ardından evdekiler aradılar annem biraz üzülmüş, ağlamış beni burada bıraktığı için.
Ön yargılarımız işte oysa kötü bir yer değil burası ve profesyonel bir yardım almanın hiçbir zararı yok.
Tedavi saatinde bana bir ilaç verdiler küçük mor bir ilaç mor diyeceğim bu ilaca mordu çünkü; Günlerdir uyuyamayan ben o küçücük morun etkisiyle güzel uyumuşum. Uyumanız lazım elmyra hanım dedi hemşire suratıma dik dik bakarak.
Şimdi yine yeraltındayım kahvaltıdan sonra yaktım sigaramı, günler nasıl geçecek burada hiç bilmiyorum.
Gece biri kalkıp sürekli üstümü örtüyordu; Oda arkadaşlarımdan biri olsa gerek, nereden bilecekler benim dağınık olduğumu ve böyle uyuduğumu?
Kahvaltıya inerken hemşirenin elmyra hanım diye beni bir yakalaması vardı, akıllara şaşkınlık 4 tüp kan aldılar benden şimdi bakıyorum hala damarlarım mosmor onun etkisiyle alışığım aslında ben bu kadar gözümü açar açmaz hiç olmamıştı.
Ahh bir saniye spora çağırıyorlar gidiyorum.
Ayh spor gerçekten çok zevkliydi, hep birlikte grupça ince uzun koridorda bir oyana bir buyana sallandık durduk, her sabah katılmamız gereken bir aktiteymiş, yoklama bile alıyorlar valla, en son lisede mi oluyordu bu işler?
07 Şubat Salı 11:25
Doktorlarım ile konuşmak için yanlarına çağırıldım. İki insanın karşısında hayatını anlatmak ve ağlamak çok zor. Bu insanlar benim hiçbirşey'im değiller, arkadaşım, ailem değiller beni tanımıyorlar bile ve ben onlara anlatmak zorunda kalıyorum. Unutmaya çalıştığım şeyler onların karşısında dökülüyor dudaklarımın arasından, zihnim bana oyun oynuyor sanki, beynim ise onlara eşlik ediyor ve dudaklarım son noktayı vuruyor. BU İLGİNÇ! Kendi kendini eleştirirken buluyorsun birden kendini onların karşısında. Sonra etrafındakileri anlatıyorsun.
Ve farkediyorsun aslında her zaman tek destekçin yine ailen olmuş.
