8 Şubat Çarşamba
Evdeyim günlük, Okmeyda'nından yeni geldim, neden dediğini duyar gibiyim. Erenköy'den taburculuğumu verdiler kan almak için iki günlüğüne izinli çıktım, daha yeni yatmıştım ama biliyorsun bir insan Akdeniz Anemisi olunca en fazla üç haftalık planlar yapabiliyor. Üç haftada bir mecbursun kan almak için, kontrol için doktora gitmeye, doğduğum günden beri bu böyle, kalıtsal hastalık, genetik hastalık dedikleri bu. Evet, şükrediyorum daha kötü bir şey olmadığına bazen ama bazende isyan edesim geliyor her şeye. Diğer insanlar gibi sırtına çantayı vurup uzun bir yolculuğa çıkamazsın bir yerde üç haftadan fazla kalamazsın, ömrün boyunca bütün planların üç haftalıktır.
Bu nasıl bir şeydir bilir misin? Bilemezsin yaşayan bilir bir de yürekten hissedersen bilirsin. İçini kemirir ve çocukluktan başlar bu kemirmeler çünkü kemik yapın bile farklıdır hem ailenden hem diğer insanlardan.. Hastaneden arkadaşlarınla dışarıdayken kardeş sanırlar seni ve bir tek onların yanında rahat olabilirsin olabildiğince çünkü saklaman gereken hiçbir şey yoktur. Onlarda yaşadıklarını yaşamıştır, acılarını çekmiştir.
İlk okula yazılmak istediğimde sarılık zannedilip kapılardan kovulmuştum ben, ilk işime girdiğimde de bununla ilgili onca sorunlar yaşadım.
İnsanlara kabul ettirmen zordur, devlet bile sana %70 özür oranı verir ama ne özürlüsündür ne sağlam arada kalmışlık hep yer bitirir dedim ya deminde kemirir içini belki bu yüzdendir çektiğin psikolojik sorunlar doğduğun günden beri hep aradasındır.
Yarın geri döneceğim Erenköy'e ve oradaki arkadaşlara, hemşirelere herkese anlatmak durumunda kalacağım tüm hayatım boyunca olduğu gibi sil baştan ince ince anlatacağım çünkü ya yanlış anlarlarsa ya bulaşıcı sanarlarsa diye bir korku saracak tüm bedenimi.
Anlatması zor yaşaması ondan daha zor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Güzel yazmışsın :( öyle zor bir hast alık oluyor bazen çekilmiyor. Ama yinede şükür.
YanıtlaSil8 mayıs Talasemi günün kutlu olsun.
Vay, teşekkür ederim :) O kadar mutlu oldumki şu an anlatamam.
Silgeçmiş olsun
YanıtlaSilTeşekkürler :)
Silgeçmiş olsun tatlım, hayat her şeye rağmen tadını çıkarmaya değecek kadar güzel...
YanıtlaSilBelkide..
Silgecmiş olsun canım ömür boyu sağlık ve şifa diliyorum sana
YanıtlaSilTeşekkür ederim canım:)
Silgerçekten süper yazmışsınnnnn
YanıtlaSilTeşekkür ederim^^
SilGüzel yazı yazmışsınız sizi tebrik ederim.
YanıtlaSilBu ne ciddiyet :)
SilBirazcık alınganımda ondan oldu sanırım :)))
SilGereksiz alınganlık yapmayalım lütfen :)
Sililk defa karıştırdığım bir anne bebek dergisinde görmüştüm bu hastalığı,kansızlığın böyle bir boyutu olabileceğini görmek çok üzmüştü sonra tv de bazı programlarda da..Çok şey okudum sonraları.ama bir çocuğun hayatını derinden etkilemesi en çok üzmüştü.Lakin bilmiyodum ömür boyu böyle bir tedavi periyodu olduğunu:(
YanıtlaSilBaşa çıkmayacağın şey yok derken boşa konuşmuyomusum..
:) Teşekkür ederim canım..
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBen hastanede yattığım süre boyunca yaşadıklarımı paylaşmaya devam edeceğim, çünkü ben hastaneye yatarken bu hastaneyle ilgili internet üzerinden çok araştırma yaptım ve hastane sitesinden başka bir şeye rastlamadım, bir bilenin yazdığı en ufacık rahatlatıcı şeye çok ihtiyacım vardı. Şimdi en azından benden sonra benim gibi düşünenlerin bir fikri olacak :)
SilTeşekkür ederim Umut :)
"raskolnikov uzaklaşırken düşünüyordu, 'nerede okumuştum?'...
YanıtlaSilölüm cezasında çarptırılmış biri sehpaya çıkmadan bir saat önce şöyle söylüyor yada düşünüyordu;
'yüksek bir yerde, bir kayanın üzerinde ancak iki ayağımı koyabileceğim bir yerde yaşayacak olsaydım
, dört bir yanım uçurumlarla, okyanuslarla çevrili olsaydı, fırtınalar zifri karanlık olsaydı,
kimsecikler olmasaydı yanımda o daracık yerde öylece bir ömür, binlerce yıl, sonsuza dek yaşamak isterdim!
yaşayabilsem, yalnızca yaşayabilsem. nasıl olursa olsun yaşasam!...