Milyonlarca kelime kafamın içinde uçuşurken, oraya buraya yazamadığım, kimseye söyleyemediğim şeylerin varlığı beynime ve yüreğime fazla geliyordu ve yine aldım bu sanal günlüğü elime...

9 Ocak 2012 Pazartesi

Gece

Ayaklarını yere bastığında fark etti yerin soğukluğunu, sessizce yürümeye başladı gecenin karanlığında, kapıyı araladı gıcırdıyordu kapı, sanki ses kendinden çıkmış gibi dudaklarını ısırdı, ışık gözlerini aldı..

Bir kaç adım sonra tuvaletteydi...

...uzun uzun baktı aynadaki aksine parmak uçları ile dudaklarına dokundu, avuç içleri ile saçlarını okşadı, gülücük attı aynaya istemsizce ama bu gülücük buruktu...

Odasına geri döndü, kedisi yastığa gömülmüştü bile kenara sığındı tıpkı sokakta üşümemek için kuytuya giren yavru kediler gibi..

O'nu düşünmeye başladı.. Güzel ve mutlu hissediyordu kendini onun yanında. Hiç olmadığı gibi...

Düşüncelerine engel olamıyordu, beyninden hızla geçiyordu kelimeler..

Dünyanın en bilindik yalanları ile avutuyorum kendimi diye söylendi içinden..

Ellerini yastığın altına koydu ve gözlerini sımsıkı kapatıp...

..sabah uyandığı zaman tüm bu hislerin gitmesini diledi..

2 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...