Milyonlarca kelime kafamın içinde uçuşurken, oraya buraya yazamadığım, kimseye söyleyemediğim şeylerin varlığı beynime ve yüreğime fazla geliyordu ve yine aldım bu sanal günlüğü elime...

8 Ekim 2011 Cumartesi

Bir çocuk gördüm, görüyorum ve umarım hep göreceğim..

Bu aralar çalıştığım yerde bir çocuk dikkatimi çekiyor yani çocuk desemde erkek işte o anlamda, neyse dağılmayacağım.

Onun sanırım fazla alkol içmekten kızaran bir suratı var, kalın favorileri var ve saçları uzun. Asıl dikkatimi çeken fiziksel özellikleri değil, kişisel özellikleri ya da alkolik olması bilemiyorum. Ne zaman görsem elinde viski bardağı viski içiyor ve ya shot yapıyor sanırım o da jagermeistercı bu bara gelen bir çok erkek gibi..


Dün gece buradaydı, ondan önceki gecede ve bu sabah yine burada bu sefer önünde bir kahve var, suratı kıpkırmızı kahvenin içinde alkol olup olmadığını bilemiyorum.

Tüm bunlara rağmen onda ilgimi uyandıran bir şey var çok sessiz çok sakin içinde bir şeyler taşıyor ve bir şeyler yaşıyor ne olduğunu bilemediğim ama çok merak ettiğim.

Bazen elinde içkisiyle ve kalın sesi ile şarkılara eşlik ederken buluyorum onu, bazen barda tek başına düşünürken. Keşke diyorum o zaman teknoloji ilerlesede kafasından geçenleri okuyabilsem... Bu merak neden bilmiyorum fazla merak kediyi öldürür derler.

Aslında bu benim seçimim genelde böyle sorunlu tipler ilgimi çeker sonra pisliğe bulaşmış gibi olurum ve aylarca kurtulamam bundan. Ama bu defa öyle değil, tek istediğim onu yazmak aslında.


Ne yaşıyor? Ne düşünüyor? Ne biliyor? Ne yapıyor..

Hepsi bu!

2 yorum:

  1. Belki dışa dönük bir ketüklük yaşıyorsa da iç dünyasının zenginliği içinde kenidini buluyordur. Belki de dışa açılmanın şifrelerini arıyan bir sevdadan esir düşmüş kurtarıcısını bekleyen insanoğlu.

    YanıtlaSil
  2. İşte öyle garip bir adam... hep belkiler saklıyor kendinde.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...