Milyonlarca kelime kafamın içinde uçuşurken, oraya buraya yazamadığım, kimseye söyleyemediğim şeylerin varlığı beynime ve yüreğime fazla geliyordu ve yine aldım bu sanal günlüğü elime...

14 Aralık 2011 Çarşamba

elmyraucuc günlük...

Lanet olasıca nereden çıktı karşıma.. İş yerine mutlu mutlu gittim o sabah evet biraz geç kalmıştım lanet olası 112 1,5 saatte bir mi geçiyor nedir anlamadım ki her gün en az 40 dakika otobüs bekliyorum ya durakta resmen ağaç modundayım, 122 geçiyor o da Mecidiyeköy'den bana ters kardeşim benim beyoğluna gitmem lazım. Neyse girdim içeri patron ve sultanım orada kahvaltı ediyorlar, patron sinirli ama nisbeten neşeliyiz bir çok günümüze bakarsak. Sonra patron işlerini halletmek için mekanı terk etti, bizde sultanım ile günlük vıdı vıdı bıdı bıdımızı yapıyoruz tabii. Neyse Sultan'ımında işi vardı da ben seni bırakıyım sokak başına kadar diye çıktım onunla birlikte durduk sokağın başında geyik yapıyoruz, onun arkası caddeye dönük benimse yüzüm sonra oradan Special K geçti evet gerçekten o yutkundum bir şey demedim, bir yandan Sultan'ımı dinliyorum bir yandan, hay amk herifi kader mi ulan bu nereden çıktı karşıma sesleri beynimde yankılanıyor, gözümün önüne anılar geliyor iyileri ve kötüleri ve bana yaşattığı o iğrenç his gerginlik ve tedirginlik hissi. Tam o sırada geliyor yanımızda dikiliyor yavşak o da beni görmüş geri dönmüş utanmadan bir de yanımda dikiliyor. Sultan'ım önce buna biraz çıkıştı.

Elmyraucuc'u bekliyorum ben demez mi?
Bekleme dedim bende!
Peki dedi gitti hep o alaycı tavrı ile, o değil sanki yavşak, türlü oyunlarla hayatıma giren, odak noktasına oturan, herkesi hayatımdan uzaklaştıran, arkadaşlarımla görüştüğüm tek gün evimi basan her şeyi yere fırlatan, sonra ayırılınca geceleri kapıma dayanıp bana zor kullanmaya çalışan o değil. Sanki biz hala sevgiliyiz her şey güllük güneşlik, mutluyuz falan kumrular gibi takılıyoruz beni bekliyor pislik. Sen değil misin bana aylar önce gelip çalıştığım yerin önünde hakaret eden sonra sabah 9a kadar telefonda bana küfürler hakaretler eden. Sonra ben seni öldürdüm sen öldün diye mesajlar çeken. Paşam zannediyor ki ben onu görünce açacağım kollarımı sarmalayacağım bunu koala gibi hemen anaç elmyraucuc çıkacak bunun karşısına sevecek onu sımsıkı sarılacak.

Evet aklımdan geçmedi değil, geçti şimdi ne sizi ne kendimi kandırmak istemiyorum, ama onca kırılan tabaklar onları temizlemeye çalışmam, en acı günümde kendini alkole ve eğlenceye vurması, hiçbir şartta yanımda olmaması hepsi tokat gibi çarpıyor suratıma..

Bu tokatların karşısında ben seninle yol üstünde iki muhabbet nasıl ederim?
Kendime olan inancım ne olacak?
Kendi suratıma tükürmek istemeyecek miyim?

2 yorum:

  1. Çok güzel mantık yürütüyorsun. Bence herkes hak ettiğini bulmalı. seven kalplar kırılmamalı..

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim.. Seven kalpler kırılmasın evet!

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...