Milyonlarca kelime kafamın içinde uçuşurken, oraya buraya yazamadığım, kimseye söyleyemediğim şeylerin varlığı beynime ve yüreğime fazla geliyordu ve yine aldım bu sanal günlüğü elime...

30 Haziran 2012 Cumartesi

Nerelerdesin diye soranlara!

Uzun zamandır ne blog okuyorum, ne blog yazıyorum. Yola aynen şöyle çıktım çok fazla depresif ve melankolik yazılar yazdığımı farkettim ve üstümdeki bu depresif melankolik hali atana kadar yazı yazmayacağım bloguma diye saçma sapan, gereksiz bir söz verdim kendime. Gel görki durum hiç değişmedi, günler, haftalar birbirini kovaladı ben bloguma, blogum bana, blog dostlarıma hasret hale geldim. Ha geçti mi? Hayır hiçbir şey geçmedi ve an be an kötü şans hiç peşimi bırakmıyor. Tam mutluyum derken arkasından gelen bir olay yine beni yerle bir ediyor. Üzerimdeki bu kötü şans nasıl gidecek, sonum ne olacak gerçekten bilemiyorum.

Dişlerimi yaptırdığımı biliyorsunuz; diş problemim büyüdü, büyüdü haftalar sürdü onunla uğraşmam elimle kapamadan insan içine çıkamaz hale bile geldim neyseki o bitti, derken başka problemler başka sıkıntılar.

Dilara'yı bile aylar oldu görmüyorum, elime kitap alamıyorum, kaleme zaten küsmüş haldeyim.

Katlanamadığım olaylar var.

Ve tüm bunlarla uğraşmaktan o kadar yorulmuş biraz bir yerlerden nefes almaya çalışırken, küçücük bir deliğe dayadığım dudaklarımdan hava gelsin diye beklerken o deliğide en güvendiğim kişiler kapatıyor nefes alma, yaşama öl dercesine.

Dostlar genelde kötü gün dostu olmalıdır bence çünkü iyi günde zaten herkes herkesin yanında. Kötü günümde de beni iyice itiyorsa batağa bir insan dostum mudur? Yoksa onunda mı kötü günüdür hıncını benden çıkarmaktadır. İki insan artık konuşamaz, anlaşamaz hale geldiyse o ilişki bitmeli midir? Ya yalan dolan, suçlamalar, hakaretler girdiyse işin içine.

İşte böyle kafam karışık.

Buralardayım, mimlerinize cevap veremedim, bloglarınızı okuyamadım ama siz beni anlarsınız biliyorum afedersiniz.

3 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...